Giyim ve aksesuar üreticilerinin Avrupa’daki en önemli fuarlarından biri olan Texworld Paris bugün kapılarını açtı. 7 Şubat’ta sona erecek olan fuar, dünyanın dört bir yanından tekstil, moda, kumaş, ev tekstili ve dericilik gibi sektörlerden çok sayıda alıcı ve profesyoneli ağırlıyor.
Fuara bu yıl 97 Türk firması katılım sağlarken, Türkiye böylece 19 ülke içinde fuarın ikinci büyük katılımcı ülkesi oldu. Paris Expo Porte de Versailles Sergi Merkezi’nde düzenlenen fuarı, 3 gün boyunca binlerce profesyonel ziyaretçinin ziyaret etmesi bekleniyor.
Kumaş ve aksesuar sektörünün dünyadaki buluşma noktalarından biri olan Texworld Evolution Paris’in Türkiye Milli Katılım organizasyonunu ise İstanbul Ticaret Odası (İTO) yapıyor. Bu alanda 76 firma tanıtımlarını yaparken, bireysel olarak ise 21 firma fuara katılıyor.
“Türk firmaları küresel alıcılara inovatif üretim uzmanlığını sergiliyor”
İTO Başkanı Şekib Avdagiç, fuar kapsamında yaptığı açıklamada Texworld Paris’in moda endüstrisinden binlerce katılımcıyı yılda iki kez Paris’te bir araya getirdiğini söyledi.
Türkiye’nin moda endüstrisinin en önemli tedarik noktaları arasında bulunduğunu bildiren Avdagiç, “Tekstilde Türkiye modası yükseliyor. Paris’te Türk firmalarının en kreatif ve kaliteli ürünlerini geniş bir ürün yelpazesi ile sunmalarından memnuniyet duyuyoruz.” dedi.
Avdagiç, Türkiye’nin tekstil ve ham maddeleri ihracatının 2023 yılında 11,6 milyar dolar olduğunu hatırlatarak, “Tekstil ve ham madde ihracatımızda 27 AB ülkesinin payı yüzde 40’a yakın. Tekstilde en önemli ilk üç pazarımız ise İtalya, Almanya ve ABD.” bilgisini verdi.
Texworld Paris’in moda sektöründe Avrupa’nın önemli vitrinleri arasında bulunduğuna dikkati çeken Avdagiç, “Tekstil ve hazır giyim endüstrileri değer zincirinde yer alan Türk firmaları Avrupa moda sektöründe önemli bir rol oynuyor. Bugün bulunduğumuz fuar da bu rolün altını çiziyor. Gerek İTO’nun düzenlediği Türkiye milli katılım alanında gerekse fuara bireysel katılan Türk firmaları, ilkbahar-yaz 2025 koleksiyonlarını geliştirmek isteyen küresel alıcılara, inovatif üretim uzmanlığını sergiliyor.” diye konuştu.
“Ayak uyduramayanlar, yarıştan düşecek”
İTO Başkanı Avdagiç, her sektörde olduğu gibi tekstil ve hazır giyim sektörlerinde markalaşmanın önemli olduğunu dile getirdi.
Markalaşma ve katma değerli üretimin, ihracatçıların tek çıkış yolu olduğuna işaret eden Avdagiç, şunları kaydetti:
“Bizi en çok gururlandıran unsur, firmalarımızın katma değer üretebilme kabiliyetidir. Bütün kapasitemizi bu stratejiye yönlendireceğiz. Lojistik imkanımızı devreye alarak, nitelikli yatırımı ülkemize çekmeye odaklanmalıyız. Çünkü içinde bulunduğumuz yüzyılın en önemli özelliği, daima yenilikçilik, daima ileri teknoloji, daima yeni tasarımdır. Buna ayak uyduramayanlar, yarıştan düşecek. Son yıllarda dünyada yeşil tasarım konsepti öne çıkıyor. Yeşil tasarım bize tekstilde ve tüm sektörlerde sürdürülebilirliği mümkün kılacak bir bakış açısı kazandırıyor. Yeşil tasarım ilkelerini uygulamayı seçen şirketler, atığı azaltmanın, kaynakları yeniden kullanmanın, ürün ve malzemeleri geri dönüştürmenin yollarını bulabilirler.”
“Maç devam ediyor, bu bir günlük olay değil“
Tekstil ihracatındaki düşüşe işaret eden Avdagiç, “Ocak ayında da bir kayıp var. Bu bir yerde duracak. İhracata ilişkin diğer unsurların ihracatçıların lehine dönmesi lazım.” dedi.
Kızıldeniz’de yaşanan gerilimin özellikle tedarik kaynağı olarak Çin’i ve Uzak Doğu’yu önceliklendiren firmalar için sıkıntı oluşturduğunu belirten Avdagiç, kalite, performans ve üretim anlamında bugüne kadar çok iyi performans gösteren Türk firmalarının tekrar hatırlanır olduğunu kaydetti.
Avdagiç, Türk ihracatçısının maliyet baskısını hissetmeye devam ettiğinin altını çizerek, “Bizim emek yoğun sektörlerde rakiplerimize göre maliyetlerimiz daha yüksek. Bu bir realite ve bunu dikkate alarak daha kaliteli, katma değeri yüksek, çevreye duyarlı ve teknolojik ürünler yapmalıyız. Avrupa’nın en çok üzerinde durduğu konu geri dönüşüm. Yeni regülasyonlar da geliyor. Bu süreçlere rakiplerimiz adapte oluyor ama maç devam ediyor, bu bir günlük olay değil, uzun vadeli bir strateji. Üreticilerimiz de tüketim noktasına olan yakınlıklarını dikkate alarak avantajlarını korumaya devam edecek. Bu uluslararası fuarlar hem rakiplerini görme hem müşteri beklentilerini anlama açısından önemli bir platform” şeklinde konuştu.