Eski vagonlar depremzede akademisyenlere ev oldu
İnönü Üniversitesi, Makine ve Kimya Endüstrisi, TCDD ve Arçelik’in işbirliğiyle hurda vagonlar, geri dönüşümle ekolojik vagon evlere dönüştürülüp üniversiteye bağlı Turgut Özal Tıp Merkezi ve Tıp Fakültesinde görevli öğretim üyelerinin kullanımına açılıyor.
İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, AA muhabirine, Malatya’nın Kahramanmaraş merkezli depremlerden en çok hasar alan 4 ilden biri olduğunu ve İnönü Üniversitesinin de depremden çok etkilendiğini söyledi.
Her 4 akademik ve idari personelden birinin evinin ağır hasar aldığını ve bir barınma sorununun ortaya çıktığını kaydeden Kızılay, personelin barınma sorununu karşılamak için çalışma yürüttüklerini anlattı.
Çalışma sonucu “vagon evler” fikrinin ortaya çıktığını dile getiren Kızılay, şöyle devam etti:
“Vagon evler, deprem dirençli ekolojik mahallenin birinci etabını oluşturuyor. 100 vagon olarak planladık ama şimdiye kadar Devlet Demiryollarının hurdaya ayırdığı 90 vagonu temin edebildik. Tümüyle Devlet Demiryollarımızın hurdaya ayırdığı, artık kullanımdan düşmüş, hatta yıllar önce kullanımdan ayrılmış hurda vagonlar bunlar. 74’ü metal, 16’sı ahşap vagondu. Bunların tekerlekleri ve diğer kıymetli çelik kısmını kesip ayırarak Makine ve Kimya Endüstrisine devrettik. Kasa kısmını alarak bunları 38 metrekare, 1+1 eve dönüştürdük. Burada Devlet Demiryolları ve Makine ve Kimya Endüstrimizin desteğini aldık. En son Milli Savunma Bakanı’mızın da özel bir desteğiyle mülkiyetle ilgili sorunumuzu da çözerek sağlama bağladık. Arçelik, vagon ev projemizin hem teknik ayrıntılarını hem de finansmanını üstlendi. Vagon evlerin tefrişi Arçelik tarafından yapıldı. Vagonlara cam yünüyle izolasyon yapıldı. Üzerine inoks sacla ikinci bir kaplama yapıldı. Böylece ısı, sıcak, soğuk izolasyonu tam olarak sağlandı. Vagonların üzerine bir çatı yapıldı ki yağmur ve kardan vagonları koruyalım. Pencereler açıldı, kapı açıldı. Sonra da elektrik, su ve kanalizasyon bağlantıları sağlandı. Altyapıyı ise üniversitemizin imkanları ile yaptık.”
– 5 kişilik bir aile için dizayn edildi
Vagonların 5 kişilik bir aileye yaşam alanı sağlayacak şekilde dizayn edildiğini dile getiren Kızılay, “Bu deprem sürecinde depremzede hocalarımıza, sağlık grubumuza barınma imkanı sağlayacak. Kalıcı konutlarına geçildikten sonra da üniversitemize uzun yıllar ki en az 30 yıl öngörüyoruz, 1+1 ekolojik lojman olarak hizmete devam edecek. Ümit ediyorum ki bu depremin getirdiği zor zamanlarda hocalarımız, sağlık personelimiz vagon evde rahat edecekler ve ekolojik bir ortamda, belki daha önce bahçeyle toprakla çok ilgilenmeyen hocalarımız da ilgilenmeye başlayacak.” diye konuştu.
– Her vagona 80 metrekare bahçe yapıldı
Projenin ekolojik özelliklerine dikkati çeken Kızılay, hurda vagonları eve dönüştürmenin yanı sıra yapımında da ekolojik içerikli malzemelerin kullanıldığını anlattı.
Kızılay, her bir vagona ait yaklaşık 80 metrekare bahçe bulunduğunu, burada ekip, dikme alanı da olacağını, vagon evde kalanların küçük bir alanda tarım yapabileceğini söyledi.
– 4 hafta içinde yaşam başlayacak
“Vagon Ev Deprem Dirençli Ekolojik Mahalle Birinci Etap” projesinin sonuna geldiklerini, yaklaşık 4 hafta içinde vagon evlerde yaşamın başlayacağını, son eksikleri de tamamlamak üzere olduklarını belirten Kızılay, şunları kaydetti:
“Bir taraftan üniversitemiz yüz yüze eğitim öğretime geçti. Bir taraftan da gerek hocalarımızın gerek idari personelimizin kalacak yer problemleriyle ilgili de son rötuşları, son değerlendirmelerimizi, eksiklerimizi tamamlıyoruz. Vagon ev projemiz de bunlardan en önemlisi. Ekolojik mahalle konseptinde, deprem dirençli, bir katlı, iki katlı, 1+1, 2+1 konseptinde projemizse ikinci etap olarak devam ediyor. Üçüncü etapta ise ahşap evlerden yine 2+1 projesini tamamladık, kaynak finansmanını çalışıyoruz. Deprem dirençli ekolojik mahalle böylece tamamlanmış olacak. Yaklaşık 500 akademik ve idari personelimizi barındıracak, bu deprem dirençli kalıcı olarak planladığımız ama biraz daha küçük, bahçeli, az katlı, ekolojik inşaat ve çevreye duyarlı malzemelerin kullanıldığı ve uygulanan yöntemlerin ekolojik konseptte olduğu bu projemizi bir yılda tamamlamayı planlıyoruz.”